Bu ay ki konuğumuz Aktürk
Eczanesi sahibi Ecz. Halil İbrahim AKTÜRK. Ecz. Halil İbrahim bey bize mesleğinin
yanında ata olan ilgisini ve sevgisini anlattı.
Rahvan Atlar;
Atlara olan tutkum babamın atlara olan
ilgisinden ve bana bu sevgiyi aşılamasından geliyor. Babam çocukluğundan
itibaren atlarla büyümüş, bu sebeple atlara apayrı bir düşkünlüğü vardı.
1973’te Pamukkale’den Denizli’ye taşınırken atını satması gerekmiş ve içinde
bir ukde olarak kalmış. Bu ilgisi ilerleyen yaşlarında da keza devam etti, her
zaman bana atlarla ilgili bir şeyler anlatırdı. Kimi zaman onu yöresel rahvan
at yarışlarına götürürdüm. Bir gün ona sürpriz yaparak bir at satın aldım. Çok
güzel at biniyordu fakat ben daha önce hiç ata binmemiştim. Babamla birlikte at
binmeyi öğrendim ve böylelikle benim de atlara özellikle de rahvan atlara olan
ilgim başlamış oldu. Birçok at yarışına katıldım, bu öyle bir tutku ki işin
içine girmeye başladığınızda her geçen gün daha da bağlanıyorsunuz. Aynı
zamanda eczacılığın yanı sıra çiftçilik de yaptığım için bu hobi hayat
şartlarıma çok elverişli oldu ve bu hobimi büyütmeme sebep oldu. Bir atla
başlamışken, yıllar geçtikçe bu sayı kimi zaman beşe kadar çıktı, kimi zaman
azaldı. Bursa, İzmir, Aydın, Denizli, Antalya, Manisa bölge yarışlarına
katıldık ve derecelerimiz oldu.
Rahvan atlar atalarımızın, eski Türk boylarının binek at olarak tercih ettikleri bir at türüydü. Rahvan biniciliğin ilk olarak Orhun Abidelerinde bahsi geçer, tarihi o kadar eskidir. Rahvan yürüyüş bir taraftaki iki ayak aynı anda kalktığı sırada, diğer taraftaki iki ayağın yere bastığı bir yürüyüş çeşididir. Rahvan atlar isimlerini bu yürüyüş şeklinden alır. Rahvan bir at binicisini sarsmaz, hatta rahvan atın üstünde kahve bile içebileceğiniz söylenir. Rahvan biniciliği Türkiye Geleneksel Spor Dalları Federasyonun bir branşıdır. Ben de bu federasyonun il temsilcisi, hakemi ve gözlemcisi olarak görev yapmıştım. Aynı zamanda birkaç yarışta jokeylik tecrübem de olmuştu ve dereceler almıştım. Şu an bir tane tayım var, kendi atımın yavrusu. 2.5 yaşında. Yeni eğitim veriyoruz, bir yıl sonra yarışlara başlayabilecek durumda olacak. Bir motosiklete binmekten çok ayrı olarak atın da hisleri, hastalığı, dikkat edilmesi gereken birçok ayrıntısı var, en önemlisi bir kalbi var. Onun bir makine değil canlı olduğunu unutmamanız gerekiyor. Aynı zamanda atlar bana göre çok farklı ve çok özel varlıklar, sizi taşırken siz ne hissederseniz atların da onu hissettiğini görebilirsiniz. En az bir bebek kadar hassas canlılar, bu sebeple bu iş çok özveri ve emek isteyen, çok severek yapmanız gereken, hobinin de ötesinde çok efor sarfetmeniz gereken bir iş. Fakat bir kez işin içine daldığında vazgeçmenizin zor olacağı bambaşka bir tutku. 03.08.2022