Eczanelerimizde
hepimiz de günlük benzer şeylerle meşgul oluyoruz. Gelen reçetelerin
karşılanması, hastaların ve müşterilerin talepleri, depolardan yapılan sipariş
neticesi gelen ilaçlar, mümessil ziyaretleri, kurum reçeteleri karşılarken
yapılan rutin işlemler, çalışanlarımız ve kendi işlerimizle gündelik yaşamımız
bir şekilde benzerlikler gösteriyor.
Uzun ve
zorlu bir eğitim neticesi biz eczacılar eczane tercihleriyle toplumun her
kesimiyle sürekli muhatap olmaya başlıyoruz. Eğitim süresince teorik dersler,
pratik derslerle edindiğimiz bilgi haricinde eczanelerimizde okulda
öğrenemediklerimizle de tecrübe kazanıyoruz. Eczacılık mesleğimizin dışında eczanemizin
konumu ve sosyoekonomik çevrenin de etkisiyle her ne sebeple olursa olsun bize
danışan her kim olursa olsun eczacılık mesleği harici beklentiler de oluyor
sıklıkla. Yeri geliyor bizim hekim, avukat, mühendis, öğretmen, farklı
alanlardan bir yetkili, aileden bir birey gibi olmamız isteniyor. Eczanelerimiz
kolay ulaşılabilen, koşulsuz ziyaret edilebilen konumda olduğu için kapıdan
içeri girenler de bir o kadar çeşitlilik arz ediyor. Mesleki kurallarımızın
izin verdiği, yasal zorunluluklarımızın gerektirdiği, kişisel tercih ve yeteneklerimizin
de etkisiyle bizlere danışan, eczanemize gelen neredeyse herkesle bir şekilde
temas kuruyor, onlarla muhatap oluyor ve taleplerini karşılamaya çalışıyoruz.
Mesleki
anlamda eczanelerimizde bizler dediğim gibi benzer şeyleri yaşıyor, mesleğimizi
sürdürmeye çalışıyoruz. Eczanelerimizde mesleki faaliyet harici farklı işlerle
uğraşmak hem yasal anlamda mümkün olmuyor hem de farklı uğraşılar için vaktimiz
olmuyor. Mesai saatleri içinde eczanelerimizden kolay kolay ayrılamıyoruz.
Eczanelerimizde ailemizden daha fazla vakit geçirdiğimiz başka bir gerçek.
Uzunca bir
süredir ilk açtığım yerimde eczanemi işletiyorum. Benim eczanem semt eczanesi
konumunda. Gelen tüm hasta, müşteri ve yakınlarını eczanemde birebir karşılayıp
onlarla tek tek ilgilenmeye çalışıyorum. Bir süre önce eczaneme gelen hasta ve
yakınları yanındaki minik misafirlerimizin bekleme esnasında sıkıldıkları zaman
onları rahatlatmak için bir şeyler yapmam gerektiğini düşünüp boyama kitabı,
kuru kalem, sulu boya, kalem kutusu gibi onların ilgisini çekecek hediyeler
vermeye başladım. Verdiğim bu hediyeler minik ziyaretçilerimi çok mutlu
ediyordu. Bu hediyelerin yanına hikaye kitapları, masallar da eklenince
eczanemde okumaya meraklı bir kitle oluşmaya başladı. Küçüklerin boy hizasında onların
görebileceği yerde masal kitabı, hikaye kitabını konumlandırdığım raf
düzenledim zamanla. Rafım gün geçtikçe gelişiyor, kitapların sayısı ve çeşidi
de artıyordu. Çok sevdiğim bir eğitimci yakınım ve oğlumun da teşvikleriyle
zamanla kitapların olduğu bölüm giderek genişledi ve gelişti. Kitap
fuarlarından tavsiye edilen okuma kitaplarını satın alarak da eczanemde artık
bir kütüphane köşesi oluşturdum bir süre sonra. Eczaneme gelen minikler ve
çocuklara bir kütüphane gibi emanet kitap veriyor, okudukları kitapları geri
getirince de yenileriyle değiştiriyordum. Eczanemin kütüphane olarak belirlenen
köşesindeki kitaplar zamanla her kesimden okuyucu ile buluşmaya başladı.
Yetişkinlerin de okuyabileceği kitapları hem kendim satın alıp hem de evlerinde
okumadıkları kitapları okuyucularımın getirmesiyle kitaplarımın sayısı ve yaş
aralığı da gün geçtikçe artmaya başladı. Öncelik minikler ve çocuklarla
başladığım bir etkinliğin zamanla yetişkinlere de hitap ediyor olması ile
kütüphanem başlangıcın çok ötesine taşındı ister istemez. Eczanemde yıllar
sonra farklı bir aktivitede bulunmam, okumaya desteğimle de tarifsiz bir
mutluluk yaşıyordum artık.
Üç yıl önce
Sunay Akın bir söyleşi için ilimize gelmişti. Eczacılık Fuarları ve
etkinliklerinde de takip edip tanıştığım Sunay Akın’ı şehrimizdeki etkinliği sonrası
kuliste ziyaret edip eczanemdeki mini kütüphanemden bahsettiğimde ertesi gün
eczaneme geleceğini söyledi. Eczacının hep toplumla iç içe olduğunu, onların
aydınlanmasında eczacının büyük rolünün olduğunu, gittiği bir çok etkinlikte
eczacıları övgüyle anlattığını söyledi bana Sunay Akın. Ertesi gün eczaneme
geldiklerinde raflardaki kitaplarımla tek tek ilgilendi, kütüphane olarak işlev
gören köşeme de bir isim vermem gerektiğini, antik çağda tarihi ‘’Teb’’
kentinde kitapların bulunduğu bölümün
üst kısmında ‘’Ruhun İlacı Kitap’’ yazısının olduğunu aktardı. İlacın olduğu
bir yerde, eczanemde kitapların bulunduğu rafın üstünde de aynı ibarenin
olmasıyla geçmişten günümüze çok anlamlı bir bağın kurulacağını söyledi.
Sevgili Sunay Akın’ın eczaneme gelerek bana böyle farklı bir bakış açısı kazandırmasıyla eczanemdeki kitapları daha
kolay ulaşılabilecek bir konumda ve üstünde de ‘’Ruhun İlacı Kitap’’ yazan bir
şekilde düzenlememle de artık kütüphanem çok daha anlam ve görünüm kazanmış
oldu. Satın aldığım kitaplar ve okuyucuların da bağışlarıyla zenginleşen
kütüphanem benim eczanemdeki geçirdiğim zamanın da daha keyifli olmasına sebep
olmaya başladı. Elinde reçetesiyle gelen yetişkinler, yanlarında gelen
çocukları kütüphane köşemi görünce ister istemez o bölüme yönelmeye, kitaplarla
ilgili sorular sormaya başladılar. Sağlıklarıyla ilgili konular haricinde bir
eczanede farklı bir aktivite ziyaretçilerimin ilgisini çekiyordu artık. Bazı tavsiye kitaplardan sayı olarak
fazlaca bulundurduğum için meraklı miniklere imzalı bir şekilde hediye olarak
vermemle onların yüzündeki tebessüm, bir hediye almış olmanın mutluluğu bende
de farklı bir haz oluşturuyordu. Yaklaşık iki yıl önce bu günlerde pandemi
nedeniyle hem yakın temas hem de bulaş riski sebebiyle aldığımız diğer
tedbirlerin yanında eczanemdeki kütüphanemin de faaliyetine üzülerek ara vermek
durumunda kaldım. Okuyucularımın da anlayış gösterdiği bu arayı geçtiğimiz
günlerde sonlandırarak eczanemdeki kütüphanemi kaldığı yerden faaliyete geçirme
kararı aldım. Halen devam etmekte olan salgın nedeniyle hijyen kurallarına
uyarak kitaplarımı okuyucularla buluşturabiliyorum. Eczanemdeki rutin işlerin
ve diğer prosedürlerin telaşı ve sıkıcılığından bir nebze uzaklaşmama neden
olan kütüphanem bana çok iyi geldi sevgili meslektaşlarım.
Mesaim dışında yaklaşık üç yıldır ayrıca Türk Sanat Müziği ile de ilgileniyorum. Değerli Erol Çifçi Hocamdan şan, diksiyon, nazariyat, solfej ve ileri nota dersleri alıyorum. Erol Çifçi Müzik Akademisi Türk Müziği Korosu üyesi olarak da çalışmalara devam ederek etkinlik ve konserlerde Türk Müziğimizi icra etmeye çalışıyorum.
Biz
eczacılar aldığımız eğitim ve edindiğimiz bilgilerle yaşadığımız toplumun
sağlığına ciddi katkılar koyuyoruz. Mesleğimiz gereği hepimiz de aslında birer
sanatkarız.
Gerek
sanatın farklı alanları gerekse farklı hobilerle uğraşılarımız gündelik
işlerimiz haricinde geçirdiğimiz vakitler ile bizlere farklı hazlar yaşatıyor
aslında. Aramızda farklı alanlarda uğraşı ve hobileri olan meslektaşlarımın
duygu ve düşüncelerini paylaşabileceği, deneyimlerini yazabileceği bir imkanı
sunması sebebiyle yönetim kurulu üyesi meslektaşlarıma ayrı ayrı teşekkür
ederim. Bu ikincisi olan benim paylaşımımla da sizlere bir meslektaşınız olarak
farklı bir deneyim ve uğraşımı paylaşma imkanım oldu. Yeni görüşler, yaşamlar,
hobiler, güzelliklerin artarak süreceği ve paylaşılacağı temennisiyle…
Ecz. Mehmet AYDURAN